28 Ağustos 2011 Pazar

çember



hayatta her zaman duygularına yer veremiyor insan... içinden gelerek hür bir şekilde yaşayamıyor hayatı şöyle doya doya kana kana...elbet bir yerde ya mantık, ya yaşanmışlıklar ya da çevremizdeki insanlar çevreliyor bizi; duygularımızın önüne koca koca setler örüyor...kalbini dinleyemiyorsun her daim, duygularını törpülemen örselemen gerekiyor, bu seni ne kadar kanatsa ne kadar acıtsa da, kanayan yaralarına tuz basarcasına devam ediyorsun yol almaya...takdirler yağıyor ardın sıra kimi kez sen de kapılıveriyorsun bu övgü dolu sözlere...lakin bir yerde bir vakitte mutsuzluklarınla başbaşa buluyorsun kendini, bir eksiklik duyumsuyor, keşkelerle başlayan cümleler kuruyorsun...kendinle başbaşa kaldığın o vakitlerden birinde bir söz, bir ezgi, bir şarkı haykırıyor sana mutsuzluğu!!! gözlerin dalıyor uzaklara seçimlerini düşünüyorsun, bir terazide tartarken buluveriyorsun kendini...ve sonra keşkelerine teselli olan amalar dilleniveriyor dudaklarında, farkında olmadan kendini kandırmayı bir kez daha başarıyorsun...çoğu kez de kahrediyorsun...içinden yükselen o sesleri bunca şeye rağmen bastırmayı başarıyorsun yine de ..tanıdık vakitler çoğalıyor gün geçtikçe, gözyaşların daha bir yakıyor yüreğini, hüzünler yumağı sarıyor her yerini farkedemiyorsun...yine de yola devam ediyorsun işte, kurtulmadığın bir çembere aitsin, çünkü yüreğinin sesine sağır olmaya alışıyorsun...alışmaya alışıyorsun....

11 Eylül 2009
&elifiminrüyası

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder