19 Ağustos 2011 Cuma

=)




hayat her zaman istediklerini vermez insana, yetinmeyi sunar elindekiyle...ama insan ya bu işte yetinmek istemez, yetinemez elindekiyle...güçlü bir arzu dolaşır zihninde, yüreğinde ve tüm benliğinde ...tabi çoğu kez de istemek, durumları olur kılmaz karşısında...emek ister, zaman ister ve daha nice şey... ama kimi şeyler de vardır ki; ne edersen et, olmayacak olanı olduramazsın işte... o vakit kabullenme telaşıyla başbaşa kalır insan... zihni vazgeçse yüreği, yüreği vazgeçse başka bir uzvu vazgeçmeyecektir... bir ihtiyaçtır çünkü o istediği yaşamında...nefes alması, görmesi, duyması, koklaması, dokunması, mutlu olması adına koca bir ihtiyaçtır işte...yeni başlayan gün; yeni bir umut tohumu ekerken avuçlarına, dündekileri alır götürür... kısır bir döngüde gelir ve gider insan ... bu döngüde yaşama telaşıyla vals ederken, elbette hayatın sunduğu zıtlıkların da her bir türlüsünü yaşar durursun...an gelir istediğini unutursun...ama birşeyler; olaylar, olgular, durumlar, kavramlar ve en önemlisi kendisi insanın yineler istediğini hayata...döngü kaldığı yerden devam eder...koca uzay boşluğu olan o tiktaklar öyle hızlı, öyle hoyrat geçer ki; ardına dönüp baktığında insan ne kadar fazla umudu yitirdiğini görüverir...ama hayat öyle koca bir sürprizdir ki; hiç ummadığı bir anda isteğini verir insana...tabi bu durum pek nadirdir...eğer vermiyorsa bil ki;bir tümce yamalar iki dudağının arasına : "vardır bir hayır" ...ama öyle kuvvetli bir tümcedir ki bu; ruhunun en kuytu köşelerini dinlendirir...lakin zihin bu durumu kabul etmediğini apaşikar gösterir ...bu kez bilinçaltı çıkagelir; insan bu kısır döngüde farkında olmadan kendini dizginlerken buluverir...çünkü her ne olursa olsun hayat bir mecburiyettir. her doğan gün bir çalar saat, her doğan güneş yeni bir umuttur...hayat şaşırtırken öğretir ; ama yineler aynı cümleyi, yineler hepimize mecburiyetini....


&elifiminrüyası

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder