19 Ağustos 2011 Cuma
yorgun
ne varsa benden yana yorgun içimde
dilimde koca bir lal
ruhum kırık dökük,
ruhumda yamalar...
kendimi bildim bileli nemli gözlerim
şimdi bir nehir kadar çağlar...
gökyüzüne ne vakit baksam; karşıma incinmişliğimin, örselenmişliğimin resmi çıkar
ne varsa benden yana yorgun içimde
öfke bir volkan gibi patlarken,
lavları bir tek beni yakar...
külleriyle gözlerim uykulara dalar
sessizlik ve yalnızlığın melodisiyle
dudaklarımda benim şarkım başlar...
ne varsa benden yana yorgun içimde
derin bir nefes alış-verişi
derin bir iç çekişle düşüncelerimde vals başlar
sonra kemanın acı sesi duyulur
yüreğimi, bedenimi, ruhumu bir kundaklanma telaşı sarar
ellerim buz keser,
dudaklarım kanar...
ne varsa benden yana yorgun içimde
içimde koca bir küskünlük her bir şeye her bir kimseye dair
en kuytu zamanlarda koca bir acı çöreklenirken en kuytularıma
sözcüklere ne elim ne de düşüncelerim yetişir...
ne varsa benden yana yorgun içimde;
tarifsiz,
emsalsiz,
benzersiz,
her ne olursa olsun dinmeyen bir yorgunluk...
ve dinmeyecek
ve şaraplanacak yılları tükettikçe
yorgunum öyle çok yorgunum hem de...
&elifiminrüyası
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder